Bağımlılık, herhangi bir maddenin tedavi amacı olmaksızın ve fizyolojik bir ihtiyaca cevap vermeden giderek artan miktarlarda kullanılmasıdır. Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcama; madde kullanım nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması veya bırakılması; madde kesildiğinde veya azaltıldığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması; fiziksel veya ruhsal problemlere rağmen madde kullanımını sürdürmek madde bağımlılığının temel ögeleri arasında yer alır. Madde bağımlılığının bazı evreleri vardır. Bu evreler her madde bağımlısında aynı olmamakla beraber, madde kullanan ergenleri anlama ve müdahelelerin doğru ve yerinde yapılması açısından oldukça önemlidir. Bağımlılık riski taşıyan ergenlerde çeşitli ruhsal evrelerin yanında biyolojik bir takım evrelerde bulunur. İlk evrede ergenin, kullanabileceği herhangi bir maddeden korkmadığı ve bu maddeyi kullanabileceğinin düşüncesinin geliştiği bir dönemdir. Daha sonra çeşitli nedenlerle madde denenir. Bundan sonra yaşanılan duygusal dalgalanmanın tekrarının isteği, çekilen ruhsal acıların dindirilmesi gibi çeşitli sebeplerle madde tekrar tekrar denenir. Bu evrelerde ergende, kullanılan maddeyi kontrol edebileceği düşüncesi sıklıkla görülür. Bundan sonra ise artık madde çok sık kullanılmakta ve ergenin hayatına olumsuzluklar getirmeye başlamıştır. Ergen daha önce görmek istemediği bazı gerçeklerle yüzleşmeye başlamıştır, ancak maddeyi bırakacak kadar da güçlü hissetmemektedir. Hayatıyla ilgili olumsuzluklar daha ciddi düzeylere geldiğinde ise kullanılan maddeyi bırakma girişimleri başlar. Maddeyi bir süre bırakabilse de tekrar maddeye başlama ile bir kısır döngü içerisine girilmiş olur.
Bağımlılık potansiyelini değişik düzeylerde de olsa birçok maddede vardır. Bu maddelerin bir kısmı yasal, bir kısmı ise yasadışıdır. Alkol, tütün, esrar, extasy, kokain, eroin, morfin, lsd, ketamin, fensiklidin, uçucu maddeler bağımlık yapabilen belli başlı bazı maddelerdir.
Ergenlik oldukça zor, karmaşık, çalkantılı bir dönemdir. Dürtüsel davranışları artmış olan ergenler kendilerini tehlikeye atmaktan çekinmeyen, risk alıcı davranışlara giren, ailesi ile çatışan bir yapıdadırlar. Yargılamaları bir yetişkin kadar gelişmediği için kendilerine çeşitli riskler anlatılsa da tehlikeye atılmaktan çekinmeyebilirler. Bu nedenlerden dolayı ergenler riskli maddeleri kullanmaya yetişkinlerden daha yatkındırlar. Diğer yandan ise yetişkinlikteki madde bağımlılığında ilk kullanımın çoğu zaman ergenlik döneminde olduğu bilinmektedir.
Birçok psikiyatrik hastalıkla madde kullanımı beraber bulunmaktadır. Depresyon, kaygı bozuklukları, düşük benlik saygısı gibi durumlarda çekilen ruhsal acı ve sıkıntıyı kullanılan madde ile azaltma ile başlayan süreç bağımlılığa doğru giden bir başlangıçtır. Davranış bozuklukları, antisosyal kişilik özellikleri gibi durumlarda ise sınır ve kuralları ihlal etme, suç işlemeye yatkınlık, başkasının hak ve hürriyetini önemsememe gibi nedenlerden dolayı madde kullanılabilmektedir. Gelecekte hangi çocuğun madde kullanıp hangi çocuğun kullanmayacağı kesin olarak bilinmese de bazı bilimsel veriler ile tahmin edilebilmektedir. Çocukluk çağında sık rastlanan ve tedavi edilmemiş, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, davranış bozuklukları, karşıt-olma ve karşıt gelme bozukluğu, çocukluk çağı depresyonları gibi psikiyatrik durumların ileride madde kullanımı açısından riskli olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Bunlar dışında cinsel ihmal ve istismar, aile ile yoğun çatışma, ailede madde kullanan bireylerin olması,okuldaki başarısızlık, düşük sosyoekonomik düzey, maddelere kolay ulaşabilme de risk etkenleri arasında sayılabilir.
Bir ergenin madde kullanıp kullanmadığını en kesin olarak yapılan idrar ve kan testleri gösterir. Ancak ergendeki fiziksel , duygusal ve sosyal bir takım işaretler çeşitli ipuçları olabilir. İştahsızlık, kilo kaybı, uykusuzluk, kızarmış ve sulanmış gözler, bulantı kusma, ishal, aşırı terleme üzerinde alışılmadık koku ve giysilerde yanıklar, giyim tarzında belirgin değişiklikler çeşitli fiziksel belirtiler olabilir. Duygusal olarak ise; kişilik değişikliği, ani ve sık ruh hali değişiklikleri, yargılamada azalma, depresyon, genel bir ilgi kaybı tehlike işaretleri olabilir. Madde kullanan ergenler okul ve ailede de bazı sıkıntılar çekmektedir. Zaman zaman okuldaki problemlerin daha önce fark edilmesi ile öğrenci ile iyi bir iletişimden sonra aileler uyarılmakta ve hastaların tedavisi sağlanmaktadır. Okulda; derslerin düşmesi, ilgisizlik, sık sık yok yazılma, okuldan kaçma, disiplin problemleri, arkadaş grubunun değişmesi uyarıcı bazı belirtiler iken evde ise sık sık tartışmaya girme, evden kaçma davranışı, kurallara uyulmaması önemli belirtiler arasında sayılabilir. Yukarıda sıralanan birçok belirti daha farklı psikiyatrik durumlarda da görülebileceğiiçin uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımına özgün değildir.
Bazı psikiyatrik rahatsızlıklar kişinin kendisi için sıkıntı verici, huzur kaçırıcı olabilir.
GÖRÜNTÜLE444 80 81 numaralı hattımızdan bize ulaşabilrsiniz.
GÖRÜNTÜLE