En zengininden en fakirine, en ünlüsünden en yalnızına, yaşlı veya genç ayırdetmeksizin tüm insanlar aynı duygunun peşinde koşuyorlar.
Herkes, istisnasız daha mutlu olmak istiyor, mutlu olmak için kendince çaba gösteriyor ve ona ulaşmak için yöntemler buluyor ancak ne yazık ki yine de insanların büyük kısmı kendini yeterince mutlu hissetmiyor.
Bu yolda harcanan paraların, gidilen yoga veya meditasyon derslerinin, falcıların, yaşam koçlarının ve sömürülen umutların haddi hesabı yok.
Üzerinde herkesin hemfikir olduğu bir ‘mutluluk’ tanımı olmasa da genel olarak bir kişinin hayatının toplam kalitesini ne kadar olumlu olarak değerlendirdiği onun mutluluk düzeyidir diyebiliriz. Bir görüşe göre ise acıdan kaçınmak ve hazzı aramak insan doğasının temel kurallarından biridir. Mamafih, bu kadar karmaşık hale gelmiş bir yaşam ve bu kadar ilerlemiş bir insan zekasının sadece hazzı arayıp , acıdan kaçınarak mutlu olmasını beklemek pek mümkün değildir.
Hayatta acıdan kaçmak ve bedensel hazlar açısından doyuma ulaşmış olmak elbette belirli bir mutluluk düzeyi sağlar ancak bunların ötesinde daha kalıcı mutluluk düzeyleri sağlayan şeyin, belirli bir amaç doğrultusunda , emek harcayarak anlamlı düzeyde bir ilerleme kat etmek olduğu iddia edilmektedir.
Örneğin , bazen bir doktora derecesi almak, iş hayatınıda bir kademe atlamak, birkaç sene uğraşıp bir spor alanında derece yapmak, seks yapmaktan daha mutluluk verici olabilmektedir.
Tarih boyunca ‘nasıl daha mutlu olunabilir’ kavramı üzerinde düşünen birçok düşünür olmuştur, ancak temel olarak bu sorularla çok üğraşan birisi eski yunan felsefecilerinden biri olan Epikür (Epicuros) tur. Epicuros, biraz da yanlış anlaşılarak haz almayı mutluluğun temel gereği olarak tanımlamakla suçlansa da gerçek pek öyle değildir, kendisi , ona inanan belli bir arkadaş grubu ile birlikte şehrin dışında mütevazi bir hayat süren, kendi ürettikleri sebze ve meyvelerle beslenip,felsefe yapmakla geçen bir hayat yaşamıştır. ‘Dünya zevkleri’ olarak tanımlanan birçok uğr-aşla hiç ilgilenmemiştir.
Epiküryen felsefeye göre mutlu olmanın temel koşullarından biri ‘dost edinme yetisi- dostların olması’dır.’Yanında bir dostu olmadan yemek yemek sadece aslanlar ve kurtlara özgüdür, insan yalnız kalmamalıdır’ der .
Bir diğer önemli mutluluk kaynağı, ruhen, fikren ve bedenen özgür olmaktır, istemediğimiz işler yapmak, sevmediğimiz veya inanmadığımız bir kişi için veya bir amaç uğruna çalışmak hep kronik mutsuzluk kaynaklarıdır.Gündelik hayatın kavgaları ve politika , Epiküyen felsefeya göre uzak durulması en zaruri olan şeylerdir.
İnsanın hayatta varoluşu ve üzerinde uğraşıp emek harcamadan, hayatın kendi başına anlam verilmesi zor bir kavram olması, insanı devamlı iç huzursuzluğuna iter, ve bu durum varoluşsal gerginliğimizn temel sebeplerinden biridir, bu durumu aşmak ancak daha çok okumak, hayat üzerine ve bizim hayatımıza katacağımız anlam üzerinde kendimizle ve dostlarımızla durmadan fikir alışverişi yapmakla belki biraz mümkün olur. Düşünmek huzursuzluğu azaltır. Boş, amaçsız ve umarsız yaşamak da kronik bir mutsuzluk sebebidir
Dostluk yoksa zenginlik, özgürlük yoksa bir 4x4, huzura kavuşturan düşünceler yoksa bir dağ evi mutluluk düzeyimizi arttırmaz.
Mutluluk konusunda sosyal bilimlerin tüm alanlarından, bilhassa ekonomistlerin ciddi araştırmaları vardır. Economic Journal da Temmuz 2004 de yayınlanan bir araştırmada, daha çok para kazananların, daha az para kazananlara göre daha mutlu oldukları, ancak belirli bir gelir düzeyinin üzerinde daha çok paranın mutluluk düzeyine olan katkısının azaldığı ortaya konmuştur.
Ailelerde çocuk saysısının ikinin üzerine çıkması muhtemelen ekonomik kaygılar nedeniyle bildirilen mutluluk düzeyini azaltmaktadır. Düzenli bir ilişkisi olanlar yalnız kimselere göre kendilerini daha mutlu hissettiklerini ifade etmişlerdir.
Eğlenceli bir yaşantısı olanlar ve yaşamlarının ana odağına ‘haz’ prensibini koyanlar daha mutludurlar ancak bu tarz mutluluklar genelde geçici-sabun köpüğü-mutluluklardır.
Tüm bu yukarıda belirtilenler, ekonomik durum, aile, çocuk sayısı, kişinin bedensel sağlığı, eğlenceli bir hayatı olup olmadığı mutlaka ne kadar mutlu hissettiğimiz açısından çok önemlidir, ancak bu mutluluğu kalıcı hale getimek için çok önemli iki kavram vardır, bu kavramlar, üretkenlik ve anlam’dır.
Çalışan insanlar daha mutludur. Problem çözen, ileriye giden,sorumluluk alan ve yaratıcı olan kişiler kaçınılmaz bir tatmin duygusu içindedirler. TV’yi kapatmak veya bir yemek davetini reddedip işinizle ilgili bir rapor hazırlamak zor gelecektir ama işin gerçeği bu uğraş toplam mutluluğunuzu daha çok arttırmaktadır.
Ancak; yaptığınız işler, yaşadığınız hayat veya üretiminiz size bir anlam ifade etmiyorsa , ne kadar üretken olursanız olun mutlu olamazsınız.‘Anlam’ olmadan mutluluk formülü tamamlanamaz.
Birçoğumuz için hayatımıızn büyük kısmı yapmakta olduğumuz iştir.Bu nedenle işimize bir anlam yükleyebilirsek tatmin olma düzeyimiz ve dolayısıyla mutluluğumuz artacaktır. Ancak Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir araştırma çalışanların %75’inin işlerinden ‘nefret’ ettiklerini göstermiştir. Bu durumda işimizden tatmin olmuyorsak, ‘anlam’nerede bulunabilir?
Mutlu kişilerin en önemli özelliklerinden biri gönüllü olarak hayır işlerinde ve sosyal projelerde görev almalarıdır.Modern hayatla birlikte insanların birbirine ihtiyaçları giderek azalmıştır, bu üzerinde herkesin hemfikir olduğu bir tespittir. Günümüzde s eğer istiyorsak tüm osyal bağlarımızdan uzak ve birey olarak özgür bir şekilde kendi kaderimizi yaşama şansımız bulunmaktadır .
Ancak yüzelli bin yıllık insanlık tarihi boyunca insan, hep bir yere aidiyet ve sorumluluk hissi ile yaşamıştır.Bu nedenle artık birilerine ihtiyaç duymasak bile ‘birilerinin bize ihtiyaç duymasına ihtiyacımız vardır’. Bu eksiği sadece karşılıksız –gönüllü olarak insanlara yardım ederek giderebiliriz. Mecbur olmadığımız halde insanlar için iyi birşeyler yapıyor olma duygusu oldukça tatminkar bir mutluluk kaynağıdır.
Mutluluk için maalesef tek cümlelik mucizevi bir formül vermek mümkün değildir, ancak , eğer bu makaledeki önerilerin büyük kısmı hayatınızda var ancak yine de bir tatminsizlik, boşluk ve mutsuzluk hissi yaşıyorsanız o zaman psikoterapi sizin için doğru bir seçenek olabilir.
Bazı psikiyatrik rahatsızlıklar kişinin kendisi için sıkıntı verici, huzur kaçırıcı olabilir.
GÖRÜNTÜLE444 80 81 numaralı hattımızdan bize ulaşabilrsiniz.
GÖRÜNTÜLE