Axline’a göre oyun terapisi, oyunun çocuğun kendini doğal yoldan dışa vurmasına dayanır. Nasıl yetişkin terapisinde konuşarak duyguların dışa vurumu sağlanıyorsa, çocuklar için oyun terapisinde de oynayarak duygu ve sıkıntılarını dışa vurması için olanak sağlanır (Axline, V. M., Play Therapy)
Oyun tekniğini ilk uygulayan Hermine Hug-Hellmuth olmuşsa da, asıl bu tekniği geliştiren ve düzenli bir şekilde kullanan Melanie Klein’dır. Melanie Klein seansta beliren oyun öğelerinin yetişkinlerdeki çağrışımlara denk geldiğini savunur. Çocukta kaygı uyandıran bir durumla bağlantı olan fanteziler, oyun sayesinde, simgesel bir biçimde ifade edilirler. Oyun terapisi çocuğun iç dinamik yapılarına uygun veya eşit dinamikte olmalıdır.
Oyun terapisinde simgesel oyun, çocuğun iç dünyasını yansıtıyor olması açısından çok önemlidir (Therapeutic Limit Setting in the Play Therapy Relationship, Landreth G.).
Oyun terapisindeki oyuncaklar çocuğun kelimeleri ve oyundaki aktivite dili gibi görünür. Oyuncakların kullanımı çocuklara korkularını, kaygılarını, fantezilerini, suçluluk duygularını insanlardan çok objelere transfer etmelerine izin verir. Oyun terapisi direktif (yönlendirilmiş) veya nondirektif (yönlendirilmemiş) şeklinde uygulanabilir. Nondirektif oyun terapisinde çocuk, kendini ifade etmek için kendi oyununu seçer. Oyun odasındaki oyuncaklar metaforlarını canlandırması için ona enstrümanlar olarak sunulur. Direktif oyun terapisinde ise, terapist metaforları ortaya çıkarmak için, terapiyi yöneltir ve bazen de öğretici stratejiler kullanabilir.
Terapide yönlendirmenin sebebi ne olursa olsun, terapist çocukla beraber problemi deneyimleme ve problemin üzerine çalışma şansı bulur. Oyun terapisinde kullanılan oyun materyalleri:
Gerçek yaşam oyuncakları: Oyuncak ailesi-evi-ev eşyaları, kuklalar, telefon, araba, uçak vs...
Dışa vurum ve agresif dürtü oyuncakları: Kum torbası, oyuncak tabanca, oyuncak askerler, sinirli kuklalar, bıçak vs...
Yaratıcı dışavurum ve duygusal açılım oyuncakları: Makas, oyun hamurları, insan ve hayvan el kuklaları, maskeler, boyalar, yapıştırıcılar, boya kalemleri vs...
Oyun terapisinin kazandırdıkları; çocuğun daha az acı çekmesini sağlamak, travmasıyla, fobileriyle baş etmesine yardımcı olmak; hayat koşullarına uyum sağlamak (boşanma, hastalıkla baş edebilme), okulda daha iyi uyumlu olabilmek, öğrenme ve çalışma becerilerini arttırmak; kişisel sinir ve agresyonunu kontrol edebilmek... (Psychoanalytic Play Therapy, Bromfield R.).
Oyun terapisindeki ilişki:
Filial oyun terapisi:
Ebeveynler ve çocuklar arasındaki kronik ve şiddetli bir işbirliği eksikliği, ebeveynler ve diğer aile fertleri için olduğu kadar, çocuk için de ciddi sorunlar yaratacaktır.
D.W. Winnicott’a (1992) göre, bir birey olarak çocuk gibisi yoktur. Çocukların davranışlarını anlamak, ancak ebeveyn ve çocukları bir takım olarak incelemekle gerçekleşir. Eğer çocukların davranışlarında bir sorun varsa, çoğunlukla takımın davranışlarında da bir sorun var demektir.
Acı çeken ya da profesyonel yardıma ihtiyacı olan çocuğu terapiye götürmek, aileler için başlı başına güven eksikliği yaratmaktadır. Dolayısıyla aile ne kadar çalışmanın içine dahil edilirse, o kadar başarı elde edilir. Şu unutulmamalıdır ki çocukla terapistin ilişkisi ne kadar güçlü olursa olsun, çocuğun ailesiyle olan ilişkisinden sonra gelmektedir. Bu nedenle aileye sadece çocuğu terapiye getirmek için değil, aynı zamanda onun ihtiyacı olan ve kendi başına yaptığı değişiklikleri desteklemesi için ihtiyaç duyulur.
Filial terapinin temelleri 1960’larda Bernard ve Luise Guerney tarafından atılmıştır. Guerney, hasta odaklı oyun terapisinde aile eğitme metotlarını ilk kez kendi çocukları üzerinde denemiştir. Onun orijinal modeline göre, aileler haftada bir kez olmak üzere 12 ay süpervizyon gruplarına katılmıştır.
Guerney’e (2003) göre, filial terapi 3-10 yaş arasındaki çoğu çocuğa uygulanabilir.
Filial oyun terapisi, aile çocuk arası ilişkiyi, aileye önemli teknikler öğreterek, terapötik bir çerçevede, çocuğunun sosyal, duygusal ve davranışsal problemlerini, düşünsel sağlıklarını güçlendiren yoldur. Filial terapi ailelere yönelik ve ailelerin doğrudan çocuklarının davranışları üzerine eğitildiği, çocuk odaklı bir psikoeğitimdir.
Filial oyun terapisinin odağı, ailelerin, çocuklarının yaşamında terapötik bir üye olabileceğidir. Amaç; aileleri, çocuklarının davranışlarını anlama ve değiştirmede geliştirmektir.
Ailelerce uygulanan oyun seanslarının teorik temeli Axline’ın(1947,1969) hasta odaklı oyun terapisi modeline dayanmaktadır. Axline ise bu methodu Rogers’ın (1951) hasta odaklı terapi modelinden, non-diretktif oyun terapisine adapte etmiştir.
Landreth’e (2002) göre, filial oyun terapisinde empati sadece problem çözme odaklı değildir. İlk olarak aile-çocuk arası ilişkiyi, çocuğu kabul etmeyi ve çocuğun oyun esnasında liderlik edebilmesini sağlama amaçlıdır. Bu empatik yaklaşımda kendini güvenli bir aile ilişkisi içinde gören çocuk, oyun sırasında kendini daha iyi değerlendirebilir, duygularını daha iyi anlar ve bunu ailesiyle paylaşır hale gelir.
Filial terapide ailelere beş temel beceri:
Çocuklar her gün oyun oynamaya ihtiyaç duyar. Her gün çocukla ona eşlik edilirse, uzun vadede mutlu, akıllı olacak ve ilişki çok daha güçlenecektir. (Auerbach S., Çocuk Yetiştirmede Oyunun Önemi, s. 45).
Çocuğa ilginin olumlu biçimde aktarılması bu uygulamanın özünü oluşturur. Ona ilgi göstermek, onu övmek olumlu pekiştireçlerdir, böylece olumlu davranışlarını arttırması olasılığı da artar.
Etkili iletişim becerileri, iletişimde anne babanın biz bilincinde olması ile gerçekleşir. Biz bilincinin göstergesi; duyguları tanımak, çocuğu değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmek, sorun olduğunda sorunun kimde olduğunu saptamak, sağlıklı bir iletişime nelerin engel olduğunu bilmek ve iletişimi bozan engelleri kullanmamaktır.
Oyun terapisindeki aile katılımı, terapinin süresinde ve aynı zamanda başarılı sonuçlar almada oldukça etkilidir.
Filial oyun terapisinde aileler çocuklarıyla 30 dakikalık oyun zamanı geçirirler.
Nina Rye‘e (2005) göre bu oyunun karakteristikleri;
Çocukların “yanlış” yaptıkları birçok davranış yönergeyi doğru biçimde algılamama sebebiyledir.
Yönergelerin verilmesinde uygulanabilecek ipuçları;
Bazı psikiyatrik rahatsızlıklar kişinin kendisi için sıkıntı verici, huzur kaçırıcı olabilir.
GÖRÜNTÜLE444 80 81 numaralı hattımızdan bize ulaşabilrsiniz.
GÖRÜNTÜLE